Ölümle aramdaki mesafeyi kaldırmaya ne ara karar verdim bilmiyorum.

Siz de kaldırın ölümle aranızdaki mesafeyi. İyi geliyor.

Siz de kaldırın ölümle aranızdaki mesafeyi. İyi geliyor.

Belki de çok yakın zamanda Anneannemin ölümü neden oldu buna. Ölümden korkmak, ölüm kaygısı yaşamak ya da sevdiklerimin ölümünü tahayyül edip endişelenmek yorucu ve yıpratıcı süreçler… Belki de yorulmak ve yıpranmak yerine ‘düşünmek’ ve olabildiğince anlamak istedim.

Bir nedeni daha olabilir diye düşünüyorum, bu aradaki mesafeyi kaldırmakta. Yaşama nedenini ortaya koymak mesela. Bunun da düşünce sistemim içine girip, beyin kıvrımlarımda dolanması en fazla bir yıllık mevzu. Ama önemli. Konu çocuk sahibi olmak ile ilgili.

Benim gelecek kaygım yok.

Çünkü çocuğum yok. Gelecekten elbette beklentilerim var ama endişem, kaygım yok. Ölümümün ardından, benden sonra tufan. Yani yaşamak için bir neden olarak çocuğum yok. Seveni, sevileni, kardeşi, eşi, dostu biliyor ama bundan bahsetmiyorum. Çocuk sahibi olmak bir başka şey. Yaşamadım, bilmiyorum ama hissedebiliyor, gözlemleyebiliyorum.

Buradan da önemli bir sonuca ulaşıyorum. Yaşamak için tek nedenim ‘ben’im ve bu da son derece yeterli ve önemli bir sebep. Bu şekilde yaşamayı başarmak, sevmek, sahiplenmek ve hatta kazık çakmaya niyetlenmek beni güçlü kılıyor.

Hayata anlam katan şey ölümdür.

Hayata anlam katan şey ölümdür.

Lafı uzattım. Ama bu kitabın adı da, konusu da bu nedenlerle yaklaştırdı beni kendine. Birinden duymadım, tavsiye almadım kitabı. Monokl yayınlarını takip ediyor ve seviyordum. Internet sitesinde görüp inceledim ve okumaya karar verdim. Hepsi bu.

Ve okudukça, altını kalın kalın kalemlerle çizecek öyle cümleler kazıdıki aklıma. İşte biri: “Hayata anlam katan şey ölümdür.”

NOT: Monokl kitap web sitesini takip etmenizi öneririm. Sürprizlerle dolular.

Ölüm yoksa yaşam da yok, net.

Ölüm yoksa yaşam da yok, net.

Share