BiletinizBurayaKadar_Kapak

Biletiniz Buraya Kadar – Romain Gary

Büyüdükçe anlama, algılama, düşünme biçimleri de değişiyor insanın. Okuduğun kitabın sana neler yapabileceğini bazen yaşın, yaşamışlığın belirliyor. Bu kitabı, 20’li yaşlarımda okusaydım bir ihtimal hafızamdan silinir gider ya da yarısından kıvrılmış bitirilmeyi bekleyen kitaplar arasında hüzünlü bir yerde duruyor olurdu.

40’ların ortasında ise bambaşka bir etkisi oldu, hiç düşünmediğim, aklıma gelmeyen meseleleri koydu önüme. Eh tabi Romain Gary’nin insanı baştan çıkaran kalemi, hiç beklemediğin anda okurken kalbinin daha hızlı atmasına neden olan cümlelerinin de etkisi var elbet:

“…, üzerimde her zaman buldozer geçmiş etkisi bırakan ‘Ne düşünüyorsun?’ sorusunu hiç sormadın bana.”

“…duyarlılığın azaldığı ve insanın mutluluğu neredeyse yakalayabileceği yarı uyku durumundayım.”

Eşimin atölyesindeki bir heykel bu. Bence Jacques Rainier'in ta kendisi.

Eşimin atölyesindeki bir heykel bu. Bence Jacques Rainier’in ta kendisi.

Kitap hakkında çok ayrıntılı yazmak istemiyorum. Konu kısaca şöyle, Jacques Rainier, 59 yaşında Fransız bir iş adamı. 60’a bir kalmış. Kendisinden 37 yaş küçük Brezilyalı bir sevgilisi var. Aşık. Ancak doğa tabii ki bazı şeyleri değiştiriyor. Her şey gençlikteki gibi olmuyor. Kontrolün elinden kayıp gittiğinin farkında olan Jacques, doğaya teslim olmak, uyum sağlamak yerine başka yollar denemeye karar veriyor. Doğaya öfkeleniyor aslında.

Kitabın bir yerinde şöyle diyor:

“Özgürlük diye bir şey yok, Laura. Biyolojik olarak bastırılmış durumdayız hepimiz. Doğa, korumak için onca çaba gösterdiğimiz doğa, bize baş eğmemizi buyuruyor. Okyanusları kurtarmak gerek, atmosferi ve ağaçları, bunu anlıyorum, ama insan bu doğanın içinde sürekli bir baskı ve yoksun bırakılma içinde yaşıyor… Önce ölmek sterdim.”

Doğa her zaman kazanır Jacques!

Doğa her zaman kazanır Jacques!

İlk yarıyı geçip, ikinci yarıda maça devam etmeye başladıysanız bu kitabı ne yapın edin, denk getirin ve okuyun derim. Hele kadınsanız, erkeklerin bilinçaltının derinliklerine inme fırsatı da yakalıyorsunuz. Yepyeni bakış açıları, yepyeni yorumlar ve algılarla tanışıyorsunuz. Kapılıp gitmemek elde değil.

İyi okumalar.

NOT: Agora’nın çevirisi gayet iyi. Tek sorun tüm kitapta “her şey” bitişik yazıyor. O da benim gibi imla obsesifi değilseniz çok dert değil. 

Share