Tam kitap hakında iki satır yazmaya başlayacağım bir gülme geliyor. Gözümün önünde Konya girişinde döne döne gelen semazenlerin boynuma çiçek takan halleri… İlahi Tuna Kiremitçi.
Uçan Halıların Ayrıdinamik Meseleleri
(yazardan özür diliyorum bu bozundurma için)
Şaka bir yana bu aralar üst üste zorlayan kitaplar okudum. Sağolsun Knausgaard canıma okudu. Üstüne biraz daha rahat, esnek ve nefes aldıran bir şeyler okumak istedim. Okunacaklar arasındaki hüzünlü yerinde bekleyen Tuna Kiremitçi’nin son kitabı Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları gözüme ilişti.
Bu arada ufak bir “not paragrafı” ekliyorum. Birincisi, kitabın adını sürekli unutuyorum. Mesele mi sorun mu hatırlayamıyorum. Her seferinde Google’a soruyorum. Bir de sürekli “ayrıdinamik” diye düşünüyor ve yazıyorum. Ciddi ciddi kafa yapıyor bu kitap 🙂
Hala da öyle düşünüyorum. Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları yakışıklı da değil güçlü de 🙂 Onun başka hünerleri var.
İtiraf edeyim, Tuna Kiremitçi kitaplarıyla ilk tanışıklığım geçen sene Sonun Geldi Sevgilim’le oldu. Okuduğum “en güçlü ve yakışıklı yaz romanı” demiştim. Hakikaten de öyleydi. Eğlenceli olduğu kadar, rahatsız edici bir romandı. Yakın bir dostumun dediği de doğru çıktı. Bu adamı sondan başlayacaksın okumaya…
Neyse gelelim Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları’na (en az üç kere mesele yazıp sildim, kahretsin-sevgili Tuna Kiremitçi kitabın adını yanlış koymuş)…
Dünyayı fethetecek bir roman yazma peşindeki, içinden Abidin çıkan Aşk Romanlarının Unutulmaz Yazarı Berkay’ın hikayesi çok ama çok absürt. Natalie Portman’dan girip, psikopat psikiyatrist Lokman Bayer’den (isimlere de koptum) çıkan, Abidin’in abileri Celayir ve Turabi’nin cezaevi okumalarına sürünüp, Berkay’ın karısı Zeynep’in çetrefilli ayro takıntılarıyla havaya uçan ‘saçma sapan’ bir roman. ‘Saçma sapan’ı özellikle tırnak içinde yazıyorum, ‘saçmalamak iyidir’ diye not düşerek…
Hah tam da bu kafa! Herkese lazım.
Son dönemde TV’lerde izlenen ve dikkat çeken ‘işler güçler’ benzeri absürt hikayelerin kitaba yansımış başarılı bir hali gibi geldi bana. Öyle bir tat aldım kitaptan.
Hala gözümün önüne, Konya girişinde döne döne gelen semazenler geliyor ellerinde çiçeklerle…
“bazen merak ediyorum, insanların ben sandıkları kim?”
Eğer bu aralar biraz soluklanayım, sakinleşeyim, vidaları gevşeteyim diyorsanız, bu tamamen ayrı-dinamik romanı okuyun derim.
Yorum Yapılmamış