Skip to main content

Gürültünün hakkı var: Yusuf’u Bulmak – Onur Orhan

Ama ne gürültü! Kızılca kıyamet sözcükler bu kitapta. Pavyondaki orospudan mahalledeki serseriye, karakoldaki polisten hapisteki belalıya, car car öten zengin karısından mezarlıktaki ölüye kadar alem bir olmuş Yusuf da Yusuf anlatıyor. Epeydir bu kadar gürültülü bir kitap okumamıştım. Ama bir de gerçek var ki epeydir bizim edebiyatımızda böylesi yeni bir kitap da okumamıştım.  (Ayrıca özlemişim […]

Share

İzlemeden kimse memleket meselesi konuşmasın aga!: Sadece Diktatör

Kıyafetlerini çıkarmakta direniyorsun önce. Boynundan fularını ya da atkını sertçe çekip alıyor. Fuların O’nun elinde uçuşurken, yanağın, sert temasın iziyle kızarmaya başlıyor. Ne olduğunu anlamadan üstüne basan ateş ve dehşetle sen çıkarıyorsun ceketini. Daha ileriye gitmeye hiç niyetin yok/ken… O kadar incelikli bir hareketle açıyor ki gömleğinin düğmelerini ve öyle hızlı indiriyor ki pantolonunu kaşla […]

Share

Oradan oraya savuran bir ‘meseleler kitabı’: Yalnızlık Ölümden Çok – Onur Orhan

Kendi jenerasyonumuz romancılarına yeteri kadar özen göstermediğimizi, okumadığımızı, okusak bile göz ucuyla burun kıvırarak ve eleştirmek üzere ‘göz gezdirdiğimizi’ düşünüyorum sıkça. Hoş, bu tavra neden olan ‘edebiyat’ adına fena halde ‘edebiyat’ yapan yazar taslakları da yok değil. Muhtemelen onlar neden bu duruma. Ancak yine de seçmek, ayıklamak, okumak ve okuduktan sonra da eğriye eğri doğruya […]

Share