Karl Ove hayatıma kavgası ve babası ile davetsiz, bodoslama ve acımadan girdi. 6 ciltlik Kavgam’ın 5 cildi Türkçe’de şimdilik. Son (The End) için bir yıl daha beklememiz gerekecek. Türkçe’deki en yeni kitap Kavgam’ın 5. cildi Bahar Yağmurları (Some Rains Must Fall) hem Karl Ove okumalarımı hem de hayatla ilgili yazmalarımı alt üst etti. Kitabın orijinal […]
Sarsıcı ve acı: Bahar Yağmurları – Karl Ove Knausgaard
İnsanın yaşayacağı hayatın “karakter” özelliklerini şekillendiren çağın çocukluk çağı olduğunu düşünüyorum. Ama asıl mesele çocukluk ve ilk gençlikten sonra başlıyor. Gerçekten ayakta durabilme, direnebilme, meydan okuma ya da sinme, pısma, boyun eğme, sorgulamadan itaat etme, küçük görme, kendini ezme gibi hayatı var eden ya da yok eden her kavram o yıllarda şekilleniyor. Kavgam (My Struggle) […]
Her şey olabilecek kudrette bir ‘şey’: Yapraklar Evi – Mark Z. Danielewski
Uzun zamandır okuduklarım hakkında yazmadım, farkındayım. Zweig’in Freud’u, babamın ağır hastalığında, hastanede uzun süren refakatçi dönemime denk geldi. Enteresan bir denk geliş oldu. Özel bir seçim kesinlikle değildi. Üstüne Auster’ın 70. yaş sürprizi “4321”i okumaya başladım. 1000 küsur sayfalık, tuğladan büyük hayattan küçük bir kitaptı. Ama sonuçta bir “kitap”tı. Yapraklar Evi henüz Auster’ı yarılamışken geçti […]
Ortalık toz duman, haberiniz yok: Silo-Vardiya-Toz/Wool Serisi-Hugh Howey
Haziran ayından bu yana hiç mi kitap okumadım, hiç mi yazmaya değer bir şeyler bulamadım?! Elbette hayır, ancak 2017 Temmuz-Ekim ayları arası, kendi adıma yeni bir hayatı var etme telaşıyla geçti. Bu yüzden kitap önerileri biraz eksik kaldı. Fakat bu, ayrı bir yazının konusu olur, özetle “long story”. Şimdi asıl mevzu Howey. Hem asıl hem […]
Tüm ilkelliği ve içselliğiyle karşınızda Bay Nagel!: Gizemler – Knut Hamsun
Bay Nagel’in o küçük Norveç kıyı kasabasına gelişiyle yaşanan olaylar silsilesi, hiç de öyle bildiğiniz gizemler gibi değil. Yani gökyüzünde aniden parlayan cisimler, vardan yok ya da yoktan varolanlara dair hikayeler beklemeyin. Bu “gizemler” göz önünde, ayan beyan ortada ama keşfedilemeyecek kadar derinliklerde. Her cümlesinde, anlattığı her öyküsünde bir başka Bay Nagel fenomeniyle karşılaşmanın dayanılmaz […]