Çok eğleneceksiniz.

Hoş eğlenecek halimiz mi kaldı? Koskoca bir Eylül ayı geçti ben yazmadım buralara. Okumamaktan sebep değil, okudum, hatta can attım paylaşmak, önermek ya da öylesine okuduğumu iki satır da olsa yazmak için. Ama hal ne mecal kaldı memleket vaziyetlerinden. Hala da çok halimizin olduğu söylenemez. Ama okumanın, yazmanın, düşünmenin, konuşmanın peşini bırakmamak lazım diye düşünüyorum.
Lütfen konudan uzaklaşmayın, fikrinizi söyleyin

Lütfen konudan uzaklaşmayın, fikrinizi söyleyin

Dönelim kitaba. Ölüm bir varmış bir yokmuş, Saramago’nun spekülatif, provokatif hatta bana göre ütopik, fantastik, zaman zaman komik ama kesinlikle “klasik” kurgu romanı. Şişiriyorsun diyenler de çıkabilir. Ancak “ölüm” başlıklı okuduğum kitaplar arasında beni en çok eğlendiren ve beynimi masaj yapar gibi mıncıklayan kitap bu oldu diyebilirim.

Ölüm bir varmış bir yokmuş - Jose Saramago

Ölüm bir varmış bir yokmuş – Jose Saramago

Şimdi bir ülke düşünün, bir de “ölüm” düşünün. Bir sabah işini yapmaktan vazgeçiyor “ölüm”. Kitapta yazan cümleyle yazayım: “ertesi gün hiç kimse ölmedi”

Neler olur acaba? sorusunun yanıtını Saramago’ca alıyoruz. Politika, din, sigorta şirketleri, insan zekasıyla üretilen çözümler. Ölümün yok oluşuna sevinelim mi üzülelim mi? Cenaze levazımatçılarının hali, mezarlıklar, ölmek üzere olan ama bir türlü ölemeyenler… Gaza gelip yazmayayım daha, okumak isteyenleri kızdırmayalım.

Her geçen gün daha da  azalıyor kıymet.

Her geçen gün daha da azalıyor kıymet.

Kurguseverseniz, yeni dillere, üsluplara kapalı değilseniz ve gerçekten ölüm hakkında kafanızda oluşmuş “keskin ve net” düşünceleri bir kenara koyabiliyorsanız illa okuyun bu kitabı.

Çok eğlenecek, hatta “ulan ölüm böyleyse ben bir ölsem” diyeceksiniz.
Keyifle.

Not: Kırmızı Kedi‘nin Saramago çevirileri oldukça başarılı. Dertlenmiyor ve fazla düzeltme yapma ihtiyacı hissetmiyorsunuz.

Share