‘Aslında bu kitap lise yıllarında okunurmuş’, öyle diyor bilenler. Ancak ben yeni okudum. İyi ki de okudum ve hatta biraz iddialı olacak ama iyi ki şimdi okudum.

'Umudun ne olduğunu unutmak' nasıl bir duygudu hatırlayamıyorum.

‘Umudun ne olduğunu unutmak’ nasıl bir duygudu hatırlayamıyorum.

Kitabı okurken, daha önce yine burada kısaca hakkında yazdığım Todd Strasser’in Dalga’sı geldi aklıma zaman zaman. Yine çocuklar, yine doğanın kanunları, yine yönlendirmeler, güdülmeler. İşin ilginç ve baştan çıkarıcı tarafı ise burada, işin içinde yetişkinler yok. 

Başlangıçta bir çocuk kitabı, çocuk romanı tadı alıyorsunuz ve sonrasında insana, gerçek insan doğasına dair inanılmaz saptamalarla yüzleşiyorsunuz.

‘Kötülük eninde sonunda herkesi yutar’, ‘canavarlar her zaman vardır ve gerçekten çok yakınımızdalardır’, ‘güçsüzler en kolay kötünün yanında yer bulur’ gibi bir sürü cümleye mahal veriyor kitap.

Çok tanıdık geliyor ya neyse...

Çok tanıdık geliyor ya neyse…

Lise yıllarında okusaydım bu denli geniş bakıp anlayabilir miydim bilmiyorum. 
Ancak lise yıllarında bu kitabı okumuş olanların da şimdiki aklı ve birikimiyle, hele ki içinde bulunduğumuz bu özel konjonktürde, mutlaka okumalarını öneririm.

'Kötülük eninde sonunda herkesi yutar'

‘Kötülük eninde sonunda herkesi yutar’

Sineklerin Tanrısı her zaman kazanmak zorunda değil. 

Share