Bu yıl okuma planlarım sıkça altüst oldu. Tam sıralamamı yapmışken araya bir sürpriz girdi. Grange’nin ‘Lontano’su, Knausgaard’ın ‘Aşık bir Adam’ı derken Fawer’ın OZ’unu görünce “hoppala!!” dedim. Fawer’ın Olasılıksız ve Empati kitaplarını elbette keyifle okumuş ve hayran olmuş idim. Ancak bu yeni kitabının adını duyar duymaz aklıma iki şey geldi: Birincisi tabii ki o efsane film The Wizard of Oz (Oz Büyücüsü) ve peşine takılan HBO’nun efsane dizisi OZ. Ve bu iki çağrışım da kitaba karşı müthiş bir heyecan yarattı bende.
OZ’dan haberiniz yoksa önce filmini izleyin. The Wizard of Oz’u efsane film diye tanımladım. Aslında Oz Büyücüsü 1900 yılında Frank Baumn’un yazdığı bir kitap. Ancak kitabından daha iyi olan nadir filmlerden biri Oz büyücüsü bana göre. Her yaşta izlenen ve her izlendiğinde insana yepyeni kapılar açan bir kült film!
Fawer ve OZ bir arada, işte bunun adı çifte mutluluk!
Bir an dedim ki Fawer’ın tadında bir OZ! Acaba öyle mi olacak? Okumadan önce kitap hakkında yazılanları ve hatta arka kapağını dahi okumayı sevmem. Okuma adrenalinini düşürdüğüne inanırım. OZ’u elime alıp okumaya başladığımda, sanki sayfaların arasından sihirli bir ışık hüzmesi yüzümü yaladı. Tam da hayal ettiğim gibi olmuştu, Olasılıksız ve Empati’de, kurgularına, popüler bilimden beslenen numaralarına, fantezilerine hayran olduğum Fawer, bir efsaneyi yorumlamıştı!
Kitap olağanüstü! Dorothy’nin OZ’u, Fawer’ın beyin kıvrımlarının arasında renkten renge, şekilden şekile giriyor. Hikayenin ana öğelerine tam uyumla birlikte yakalanan yenilikçi, günümüz dünyası yorumu çok çarpıcı.
Mesela Dorothy’nin Minişistan’dan (Bu arada çeviriye bayıldım, çok eğlenceli ve gösterişli bir çeviri. Tebrikler April Yayıncılık ve Algan Sezgintüredi) yola çıktığında radyoda dinlediği şarkılar bile ayrı düşünülmüş. Pink Floyd’un Another Brick in the Wall (Part II)’sunu Daft Punk’ın Get Lucky’sinin sözleriyle hayal edin! Eğlence garantili.
İşin psikolojik ve şiddet boyutu ise değme korku-gerilim yazarlarını kıskandıracak nitelikte. Betimlemeler baştan çıkarıcı gerçeklikte ama bir o kadar da fantastik. Örnek vermek istemiyorum, okurken tadı kaçmasın diye sürprizlerin.
Türk halkına teşekkür de illa bir onore ediyor insanı.
Kitabın başındaki “Teşekkür” kısmına değinmeden edemeyeceğim. Türk halkına teşekkür ederek başlıyor Fawer kitaba. Olasılıksız ve Empati, Amerika’da beklediği ilgiyi görmemiş. Almanya, Japonya ve Türkiye en çok sattığı ülkeler olmuş kitabın. Özellikle Türkiye’deki editör bu üçüncü kitap için ciddi anlamda yüreklendirmiş Fawer’ı. Ben Olasılıksız ve Empati’nin Amerika’da ilgi görmemesini, kitapların yüksek zeka ve teknik okuma becerisi istemesine bağlıyorum. Almanya ve Japonya bunu doğruluyor. Bizdeki popülerliğinde ise çevirilerin çok ciddi etkisi olduğuna inanıyorum.
Şimdi OZ’la ilgili en büyük dileğim Tim Burton’ın bu kitabı okuması ve aşka gelmesi!
Kitabı bitirdikten sonra internette biraz araştırma yaptım. OZ’u bilmeyen okurlar için Olasılıksız ve Empati’den sonra ciddi bir hayalkırıklığı olmuş çoğunda. Aslında haklılar. Eğer Fawer’ın değil Fawer’ın kurduğu Olasılıksız ve Empati evreninin hayranıysanız sadece ve OZ dünyasından haberiniz yoksa bunu yaşamanız normal. Ancak OZ hayranıysanız bu kitabı okumadan geçmeyin. Kitabı okurken, efsane yorumuyla bir Tim Burton OZ’u geçti gözümün önünden. Mutlaka yapmalı.
4. kitap müjdesi var!
Adam Fawer, Artfulliving’in yaptığı 26 Temmuz tarihli röportajda, OZ’un devam romanı gelecek mi?” sorusuna çok şahane bir yanıt vermiş:
“Çok da ipucu vermek istemem ama anahatlarıyla şöyle: Evet, gelecek. OZ’un bittiği yerden altı yıl sonrasında bulacağız kendimizi. Bu sefer New York’tayız. OZ’daki birçok karakter geri dönecek, Olasılıksız ve Empati’nin evreninde kendilerini bulacaklar. Yani üç romanın birleşimi olacak yeni romanım.”
Bu arada röportaj çok keyifli olmuş. Kitabı okuduktan sonra okumanızı öneririm.
OZ’un büyülü dünyasına Fawer adımlarıyla girmek ve o dünyada kaybolmak çok iyi geldi bana özellikle şu dönemde.
Size de ısrarla öneririm.
Yorum Yapılmamış