“Bir devrim nerden başlar?” diye sorarak başlar Kaan Koç, “Biraz Konuşmasak” şiir kitabının başında yer alan Sonsöz’ünde. “Bir devrim ‘birey’den başlar” cevabını o doğrudan vermez ama okuyup anlayan anlar. İşte Mülksüzler “bireylerin devrim olması” üzerine yazılmış bir baş yapıt olarak elllerimin arasında okunup bitti/başladı. Okuduktan sonra bitmeyen, aksine yeni başlayan kitaplar kategorisinde çok üst sıralardaki […]
Okumayalım da yakalım mı?: Fahrenheit 451 – Ray Bradbury
Aslında bir kaç haftadır yazacağım bu kitabı. Ama gündem izin vermiyor bir türlü yazmaya. Üstelik bu zamanlarla da çok alakalı kitabın ana fikri. Okumadıysanız mutlaka okumanızı önereceğim eşsiz bir anarşist bilim kurgu. Kitabın konusuna ve detaylarına çok girmeyeceğim ve lafı fazla uzatmayacağım. Ama özetle konu şöyle: Bir zaman düşünün artık hiç bir bina yanmıyor, yangınlar […]
üç kulhuvallah, bir hallelujah ya Dawkins: Merak Tutkusu – Richard Dawkins
Baştan anlaşalım, bu kitap Richard Dawkins’i tanımayanlar, kim olduğunu bilmeyenler, adını ilk kez duyanlar için biraz yabancı ve zor gelebilir. Ancak Richard Dawkins’i tanıyor, takip ediyor, okuyor ve anlıyorsanız benim gibi, okurken çok büyük keyif alabileceğiniz eşsiz bir dokümantasyon ya da belgesel-kitap diyebiliriz. Dawkins için en popüler ve kısa yoldan tanım ‘ateistlerin babası’ ve “çağımızın […]
Ölüm hakkında bildiğiniz her şeyi unutun, öyle okuyun: Ölüm bir varmış bir yokmuş – J. Sar
Çok eğleneceksiniz. Hoş eğlenecek halimiz mi kaldı? Koskoca bir Eylül ayı geçti ben yazmadım buralara. Okumamaktan sebep değil, okudum, hatta can attım paylaşmak, önermek ya da öylesine okuduğumu iki satır da olsa yazmak için. Ama hal ne mecal kaldı memleket vaziyetlerinden. Hala da çok halimizin olduğu söylenemez. Ama okumanın, yazmanın, düşünmenin, konuşmanın peşini bırakmamak lazım […]
Dertleşesim var.
Ne okuduğumu anlatasım var, ne paylaşasım, ne yazasım. Zaten okuduğumda da iki satırdan biri çağrışım yapıyor dalıp gidiyorum ahvalime, ahvalimize… Dertleşesim var. Ancak yazıyorum işte. Okuyan olsa da olmasa da derdimi sözcüklere salayım ben yüküm hafiflemese de nefeslenir az biraz… Teee Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş’a oy vereceğim dediğimde önce ciddiye almadılar, bazıları dalga geçti, alay etti. […]
Erkek adamın büyük başarısı: Dullar Kasabasından Masallar ve Erkekler Diyarı Tarihçesinden
Biraz seksist bir yaklaşım denilebilir “erkek adamın büyük başarısı” başlığına, ancak Kolombiyalı yazar James Cañón inanılmaz bir iş başarmış bu kitapta. Bir erkeğin, kadınları bu kadar iyi anlayıp, en derinlerine girerek böylesi ifade etmesi çok alışılageldik bir durum değil. “Dullar Kasabasından Masallar ve Erkekler Diyarı Tarihçesinden Notlar” gibi uzun bir isme sahip bu şahane kitabı […]
95 sayfalık ağır sıklet: Gece Hapları – Kaan Koç
Bakmayın öyle ufak tefek, ince nazenin göründüğüne, ne fiyatına ne cüssesine aldanın. “altı kırk beş şiir serisi #16” diye yazıyor kapağında Kaan Koç’un en yeni kitabı Gece Hapları’nın. Ancak bana göre kitap şiir kitabı değil. İnsanın “canına okuma kitabı” diyebiliriz pekala. İçinde yazan da şiir değil. Kaan Koç’un bir önceki ve yine “altı kırk beş […]
Ölünün ardından konuşulur: Lennon anlatıyor
“Lennon’ı severim” cümlesi hafif kalabilir aslında müziğine, fikrine, zikrine, kaderine, kadersizliğine olan düşkünlüğüme bakılırsa… Ama en iyi de bu cümle ifade ediyor hissiyatımı. İnsan sevdiğinin kusurlarını görmek istemez, hele ki onu “kahraman”laştırıyorsa hiç dönüp bakmaz yanlış mıdır doğru mudur diye. Kör bir tutkuyla kapılır gider. “Imagine” dünyasında yaşar durur. Bu kitabı taaaa Kasım 93’te almışım […]
Tamamen ayrı-dinamik bir roman: Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları
Tam kitap hakında iki satır yazmaya başlayacağım bir gülme geliyor. Gözümün önünde Konya girişinde döne döne gelen semazenlerin boynuma çiçek takan halleri… İlahi Tuna Kiremitçi. Şaka bir yana bu aralar üst üste zorlayan kitaplar okudum. Sağolsun Knausgaard canıma okudu. Üstüne biraz daha rahat, esnek ve nefes aldıran bir şeyler okumak istedim. Okunacaklar arasındaki hüzünlü yerinde […]
Ağlanacak hale güldüren kitap: Göğü Delen Adam
Hani belgesellerde izleriz, hiç bozulmamış kabileler, hala aynı ilkellikte yaşayan insanlar… Öyle ağzımız açık bakar, “ah be” diye iç çekeriz. O belgesellerden çok daha fazla tat verecek, düşünmeye, sorgulamaya hatta kendimize çeki düzen vermeye kadar giden yolu açacak nefis bir kitap var: Göğü Delen Adam. Orijinal adıyla Der Papalagi. Der Papalagi, Alman Erich Scheurmann tarafından […]
Knausgaard Travması: Kavgam Cilt 1
Sadece bir kaç gün içinde, Monokl’un inanılmaz başarılı sosyal medya kampanyasıyla hayatımıza giriveren Karl Ove Knausgaard ve kitabı Kavgam hakkında, en az onun kadar samimi olarak yazmaya çalışacağım. Bir itirafla başlayayım. Genellikle, bu şekilde çok övülen, her yerde karşıma çıkan, bir diğer deyişle ‘popüler’ kılınan kitaplara mesafeliyimdir. Neden diyecekseniz? Gıcıklık diyebiliriz mesela. Belki de ‘mesleki deformasyon’. […]
Bu kitap hakkında çok ama çok konuşmak gerek: Biraz Konuşmasak – Kaan Koç
Yavuz Çetin’in ardından kendime çok kızmıştım. Müziğine olan ‘hayran’lığımı/zı yaşarken ona duyurmalıydım/k. Bu hatayı tekrar yapmayacağım. Şair gibi şair, mütevazı, övülmeyi sevmeyen Kaan Koç’u, okuru olarak bıkmadan takdir etmeye devam edeceğim.Yaşarken. Bana göre çağımızın Süreya’sı, belki biraz Can Yücel’i, biraz da Tarancı’sı. Ama bütünüyle bakıldığında kendine has Kaan Koç şiiri. Kaan Koç’un AltıKırkbeş yayınlarından çıkan […]
Oradan oraya savuran bir ‘meseleler kitabı’: Yalnızlık Ölümden Çok – Onur Orhan
Kendi jenerasyonumuz romancılarına yeteri kadar özen göstermediğimizi, okumadığımızı, okusak bile göz ucuyla burun kıvırarak ve eleştirmek üzere ‘göz gezdirdiğimizi’ düşünüyorum sıkça. Hoş, bu tavra neden olan ‘edebiyat’ adına fena halde ‘edebiyat’ yapan yazar taslakları da yok değil. Muhtemelen onlar neden bu duruma. Ancak yine de seçmek, ayıklamak, okumak ve okuduktan sonra da eğriye eğri doğruya […]
Bir tür kutsal kitap: İlk Anarşist Manifesto
Bu kitabı okumanızı, hatta etrafınızdakilerin de okumasını sağlamanızı ve hatta bütçeniz elveriyorsa satın alıp hediye etmenizi öneriyorum. İyi bir vatandaş olmak bunu gerektiyor bana inanın. İlk Anarşist Manifesto’yu; adını bir türlü telaffuz edemediğim, hem kitapta hem de internet sitelerinde isminin farklı yazıldığı Anselmo Bellegarrigue 1850’de yazmış. Kitabı okudukça bir çok satırın altını çiziyorsunuz dayanamayıp. Kitap […]
Yaşama daha sıkı tutunmak için: Ölümü Düşünmek – Vladimir Jankelevitch
Ölümle aramdaki mesafeyi kaldırmaya ne ara karar verdim bilmiyorum. Belki de çok yakın zamanda Anneannemin ölümü neden oldu buna. Ölümden korkmak, ölüm kaygısı yaşamak ya da sevdiklerimin ölümünü tahayyül edip endişelenmek yorucu ve yıpratıcı süreçler… Belki de yorulmak ve yıpranmak yerine ‘düşünmek’ ve olabildiğince anlamak istedim. Bir nedeni daha olabilir diye düşünüyorum, bu aradaki mesafeyi […]
Geç kalmış da olsanız, acımayın, okuyun: Sineklerin Tanrısı – William Golding
‘Aslında bu kitap lise yıllarında okunurmuş’, öyle diyor bilenler. Ancak ben yeni okudum. İyi ki de okudum ve hatta biraz iddialı olacak ama iyi ki şimdi okudum. Kitabı okurken, daha önce yine burada kısaca hakkında yazdığım Todd Strasser’in Dalga’sı geldi aklıma zaman zaman. Yine çocuklar, yine doğanın kanunları, yine yönlendirmeler, güdülmeler. İşin ilginç ve baştan […]
Zor mor okuyun! Bitirmeden vazgeçmeyin: Justine Erdemin Felaketleri – Marquis de Sade
Okuduğum en zor kitaplardan biri oldu Sade’ın Justine’i. Kötülüğe alışmanın doğallığını o kadar ‘doğal’ anlatmış ki… Justine, Sade’ın yayınlanan ilk kitabı ve bu kitap yüzünden 40 yıl hapishanelerde sürünmüş. Sadizm ve Sade alakasını üstünkörü ve genellemelerle (çoğu insan gibi) biliyordum ve bugüne kadar sadece Yatak Odasında Felsefe’sini okumuş, çok da üstünde durmamıştım. Sade’ın Justine-Erdemin Felaketleri’ni […]
Bitmemeliydi bu kitap. ’Onca Yoksulluk Varken’ – Emile Ajar
Bitirmemem gerekiyordu bu kitabı. Daha başlarken hissetmiştim başıma gelecekleri. Ama bitti. Bir kitap böyle bitirilir mi? En fazla göz pınarından iki damla yaş süzülür, hadi o da seni çok etkilediyse. Hıçkırıklara boğdu, yaptı bunu. Romain Gary’nin Emile Ajar takma adıyla yayınladığı, Türkçeye Vivet Kanetti çevirisiyle Agora Kitaplığı tarafından kazandırılan ‘Onca Yoksulluk Varken’den söz ediyorum. 1975’te Fransa’nın […]
Mesih İsa değil Nasıralı İsa üzerine dürüst bir kaynak: Zelot
Saramago’nun İsa’ya göre İncil’i hakkında yazarken söz etmiştim bu hikayeye olan merakımdan ve ilgimden… Okuyanus’dan çıkan Zelot’u görünce doğal olarak ilgimi çekti kitap, alıp okudum. Bir ara “giderek ilginçleşiyor kitap, okuduktan sonra hakkında yazacağım iki satır” demiştim. Sözü mü de tutuyorum. Zelot, İranlı akademisyen/din bilimci Reza Aslan’ın kitabı. Reza Aslan ve ailesi devrim zamanı İran’dan […]
“anlatılmaz okunur” kategorisinin ikinci kitabı: Saramago – İsa’ya Göre İncil
Bu hikayeyi 10’larca kez okudum, izledim, dinledim. Dünyanın en çok satan ve Tolkien’in deyimiyle dünyanın ilk ve en başarılı fantastik edebiyat örneği diye nitelenen bu ilahi ya da kutsal öyküyü her defasında başka anladım, başka dinledim. Kazancakis’in Günaha Son Çağrısı’ndan, Pilatus’a göre İncil’e, Jesus Christ Superstar’da Ian Gillan’ın eşsiz sesiyle insanın içini ürperten Gethsemane’inden orijinal […]