Yavuz Çetin’in ardından kendime çok kızmıştım. Müziğine olan ‘hayran’lığımı/zı yaşarken ona duyurmalıydım/k. Bu hatayı tekrar yapmayacağım. Şair gibi şair, mütevazı, övülmeyi sevmeyen Kaan Koç’u, okuru olarak bıkmadan takdir etmeye devam edeceğim.Yaşarken.
Bana göre çağımızın Süreya’sı, belki biraz Can Yücel’i, biraz da Tarancı’sı. Ama bütünüyle bakıldığında kendine has Kaan Koç şiiri.
Kaan Koç’un AltıKırkbeş yayınlarından çıkan ikinci şiir kitabı ‘Biraz Konuşmasak’, ona sadece ‘şiir kitabı’ denmesine gücenir bana göre. Şiirin ötesine geçip, dolanıp, şiirle sarılıp, kavuşup, sonra ayrılıp, onu terk edip yine geri dönüyorsunuz…
Ayrıla kavuşa tadını çıkarıyorsunuz sözcüklerin. Her seferinde bir başka lezzetle damağınızda.
Biraz okusanız ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız…
Ne bulduysa ifşa etmiş şair; dizelerin, sözcüklerin arasına dalıyor, nefesiniz kesiliyor, boğulacak gibi oluyor, sonra çok ama çok derin bir soluk verişle yüzeye çıkıyorsunuz.
Kitabın başında ise bir ‘sonsöz’ var. Aslında bana göre başlığı belki de ‘Bireysel Devrim Kılavuzu’ olmalıymış.
Kaan Koç’un ‘Biraz Konuşmasak’ şiir kitabının şiirlerini cebinize koyun ve kitabın girişine inat ‘sonsöz’ü okuyun hatta ezberleyin. En azından içinizde kalan ‘insan’a olan saygı için bunu yapın. O devrime hazırlanın. O devrime katılın, hatta belki kim bilir o devrimi siz yaparsınız?
Devrime hazır olmak için okumak gerek.
Türk şiirinin genç ve en iyi isimlerinden biri Kaan Koç yaşıyor ve takdir edilmeyi kat be kat hakediyor.
Okumayanla işim olmaz. ‘biraz konuşmasak’ derim o kadar.
Not: Müjdesi geldi, Temmuz’da yine AltıKırkbeş yayınlarından Kaan Koç – Gece Hapları geliyor kitap halinde. Bu arada şairin ilk şiir kitabı, Cemal Süreya ödüllü ‘Çok Tanrılı Sular’ da zor mor bulunuyor hala.
Yorum Yapılmamış