Bitirmemem gerekiyordu bu kitabı. Daha başlarken hissetmiştim başıma gelecekleri. Ama bitti. Bir kitap böyle bitirilir mi? En fazla göz pınarından iki damla yaş süzülür, hadi o da seni çok etkilediyse. Hıçkırıklara boğdu, yaptı bunu.
Romain Gary’nin Emile Ajar takma adıyla yayınladığı, Türkçeye Vivet Kanetti çevirisiyle Agora Kitaplığı tarafından kazandırılan ‘Onca Yoksulluk Varken’den söz ediyorum.
1975’te Fransa’nın en prestijli edebiyat ödüllerinden Goncourt ödülüne layık görülmüş bu kitap. Emile Ajar yazar adıyla. Sonra anlaşılmış ki 1956’da Asıl yazar Romain Gary yine kazanmış aynı ödülü. Fransa edebiyat camiasında ses getirmiş bu durum. Romain Gary, takma adla yazma nedenini çok kısa bir cümleyle açıklıyor. ‘Yalnızca kendim olmaktan bıkmıştım.’
Hayatınızın herhangi bir evresinde mutlaka okumanızı öneririm.
‘Bir asansörü hakedecek bir kadın’ ve ‘dört yaşı bir anda büyüyebilen bir orospu çocuğu’nun merkezinde dönen, hayata, geleceğe, geçmişe, tanrıya, ota, boka, olmaza, olana, acıya, kedere, sevince ve vanilyalı dondurmaya dair olağanüstü bir roman.
‘Sevdasız yaşanabilir mi?’ diye sorarak başlayıp, ‘sevmek gerek’ diye bitti.
Uzun zamandır bir kitabı bitirdikten sonra onu hemen yeniden okumak istediğimi hatırlamıyorum.
Yorum Yapılmamış