Filler tepişir çimenler ezilir, sonra gelir o çimler intikam alır. Şaka değil Brautigan’ın öykülerinin her birinde leziz ve mis kokan intikamlar var. İrili ufaklı mini mini intikamlar, sıraya bile girmeye gerek duymadan neşeyle geziyorlar kırlarda, bayırlarda, göllerde, sokaklarda. Güzel adam güzel öyküler yazınca okuması da ayrı bir keyif veriyor. Brautigan’a hayran olmamak elde değil. […]
İzlemeden kimse memleket meselesi konuşmasın aga!: Sadece Diktatör
Kıyafetlerini çıkarmakta direniyorsun önce. Boynundan fularını ya da atkını sertçe çekip alıyor. Fuların O’nun elinde uçuşurken, yanağın, sert temasın iziyle kızarmaya başlıyor. Ne olduğunu anlamadan üstüne basan ateş ve dehşetle sen çıkarıyorsun ceketini. Daha ileriye gitmeye hiç niyetin yok/ken… O kadar incelikli bir hareketle açıyor ki gömleğinin düğmelerini ve öyle hızlı indiriyor ki pantolonunu kaşla […]
Nehir gibi okunan: Marousi’nin devi – Henry Miller
Hakkında kitap yazılabilecek güçte olan kitaplara ben “kutsal kitap” diyorum. Ve Henry Miller’in özellikle bu kitabı, insan olmaya, özgürleşmeye, arınmaya, yenilenmeye, öğrenmeye, kendi devrimini yapmaya dair eşsiz metniyle “kutsal kitap” payesini sonuna kadar hakediyor. Başlıktaki “nehir gibi”yi Miller’ın kitapta kullandığı bir ifadeden aldım. “nehir gibi yaşayan insanlar”dan söz ediyor. Kitabın hissettirdikleri o kadar örtüşüyor ki bu […]